KAMUOYUNA
Kadına Yönelik Şiddet ve Ev, İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ‘bilinen adıyla kısaca ‘İstanbul Sözleşmesi’ , Bir gece yarısı kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin sözleşmeyi feshettiği haberini aldık. İlk imzacısı Türkiye olan ve sözleşme imzaladığında, şiddetle mücadelede kararlı duruş sergilendiği ülkenin dört bir yanında yankılanmıştı. Takvimler 2011 yılını göstermekte idi. Ve on yıl sonra, kadına yönelik şiddetin artarak ve en vahim haliyle devam ettiği, sözleşmenin etkin olarak uygulanmadığı 2021 yılında artık kadına yönelik şiddetle mücadeleye gerek görülmediği ülke gündemine oturdu. Bir ülke kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair imzaladığı bir sözleşmeye uygun etkin politikalar getirmek yerine, hala cinsiyet ayrımcılığının şiddete dönüşmeye artarak devam etmekte iken bu sorunun cevabı kültürel değerlere uygun yasa yapma taahhüdü asla olamaz! Kadınlar her geçen gün toplumsal yaşamda ve aile hayatında ikincilleştirilmekte, şiddete maruz kalmakta, temel insan hakkı olan kadın haklarında dünyada en geride olan ülkelerin biri iken şiddete maruz kalan kadınların neredeyse yarısı bu şiddeti yargı önünde toplumsal inanış ve baskılardan dile getirmemektedir. Şiddete karşı ses çıkaran, susmayan, yasal yollara müracaat eden kadınların temel yaşam hakkının önünde set durmak açıkça evrensel hukuka aykırıdır.
Bolu Barosu Kadın Hakları Komisyonu